Visa’nın yaptırdığı bir araştırmada, 2022’nin haziran ve ağustos ayları ortasında yurt dışına seyahat eden turist başına ortalama harcama fiyatlarına bakıldığında, hem perakende harcamalarında hem de otel ve restoran üzere seyahat kesimi harcamalarında artış meydana geldiği görülüyor.
Öte yandan iş seyahati için tercih edilen destinasyonlardaki işletmeler, iş maksatlı seyahatlerde mevcut fiyatlamalarını korurken, turistik maksatlı seyahatlere yönelik promosyonlu kampanyalar ile boşta kalan kapasitelerini kıymetlendirme yolunu seçiyor. Visa dataları, salgın öncesi dünya genelinde en çok turist alan 500 destinasyonun yüzde 63’ünde turist harcamalarının olağana döndüğünü ortaya koyarken, bu sayının 2023 yılında daha da artması bekleniyor.
Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği
İkinci olarak tüketiciler daha sürdürülebilir davranışları seçme konusunda şuurlu davranıyor. 2023’te tüketicilerin sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ile ilgili hassasiyetleri ön plana çıkması öngörülüyor.
Skift ve McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya nazaran, dünya genelinde seyahat edenlerin yüzde 40’ı karbon nötr uçak biletleri için en az yüzde 2 daha fazla bedel ödemeyi kabul ederken, gerçekte bu şahısların yalnızca yüzde 14’ü niyetlerini harekete dönüştürebiliyor.
2023’te bu alanda daha çok seçeneğin sunulması ile daha fazla tüketicinin aksiyona geçmesi bekleniyor. Örneğin, Visa’nın Ecolytiq iş iştiraki ve Visa Eco Benefits paketi üzere teklifleri, tüketicilere iklim farkındalığı ve karbon ayak izi hesaplamaları üzere bilgiler sağlayarak, alışverişlerinde daha şuurlu ve sürdürülebilir seçimler yapmalarına yardımcı oluyor.
Öte yandan Visa’nın “Dönüşüm Ekonomisi” ismiyle işlediği; kiralama, yine dolum, tamirat, ikinci el satış, geri dönüşüm ve yine dağıtım kavramlarını içeren döngüsel iktisat de popülerlik kazanan hususlardan. Visa’nın yakın vakitte gerçekleştirdiği bir pazar araştırmasına katılan tüketicilerin yüzde 69’u alışverişlerde bu imkanları sunan iş yerlerini tercih ettiğini belirtiyor.
Tüketicilerin günlük hayatlarında sürdürülebilir seçimler yapmalarında “hayatı kolaylaştırma” faktörünün de değerli bir rol oynayacağı öngörülüyor. Örneğin, toplu taşımada temassız özellikli kartlarla ödeme yapabilmesi, artık bilet alma, kart yükleme üzere zorlukları ortadan kaldırıyor.
Visa’nın Kentsel Ulaşımın Geleceği pazar araştırması toplu ulaşım hizmetini kullananların yüzde 91’inin artık temassız ödemeleri bu tecrübenin bir kesimi olmasını beklediğini ortaya koyuyor. 2022 yılında Visa’nın global ağında dünya genelinde 1,2 milyara ulaşan temassız geçiş sayısı, temassız ödemelerin yakın gelecekte toplu ulaşım alanında bir standart haline geleceğine işaret ediyor.
2023’te B2B ödemelerinde 3.0 devrine geçiş öngörülüyor
Üçüncü olarak, B2B (ticari) ödemelerdeki gelişmelerin ise yeni bir dijital dönüşüm dalgasını tetiklemesi bekleniyor. 2023’te B2B ödemelerinde 3.0 devrine geçiş öngörülüyor. Bu yeni devirde B2B alanında ödemelerin dijitalleşmesi, bu alanda taşınabilir ödemelerin yaygınlaşması ve bunların sonucunda e-ticarette kurumsal satın almaların artması da beklentiler ortasında yer alıyor.
Yine 2025 yılına kadar B2B ödeme süreçlerinin yüzde 80’inin dijitalleşmesi öngörüler ortasında bulunuyor. Bu kapsamda ticari işletmeler şimdiden elektronik fatura gönderip dijital ödeme kabul ederken, dünya genelinde devletler de gerek toplumsal yardım ödemelerinde gerek kamu kurumları ortasında yahut bu kurumlarla vatandaşlar ortasında gerçekleşen ödemeleri dijitale taşımayı seçiyor.
Dördüncü olarak Visa, “kripto kışı”nı üreterek geçirenlere işaret ediyor. Kripto piyasalarında volatilitenin damga vurduğu geçen yıldan bu yana süregelen “kripto kışı” müddetince, kurgusu zayıf olan yapılar piyasalardan silinirken, ölçülü ve kurallara uyumlu yaklaşımlarla yeni teknolojik gelişmelere odaklanan oyuncular hem işletmeler hem de tüketiciler için manalı olan web3 tahlilleri inşa etmeye devam edecek.
Öte yandan, markaların yeni dijital tecrübeler oluşturmak, ticaret, ödemeler ve sadakat programı alanlarında potansiyeli kıymetlendirmek için NFT teknolojisinden yararlandığı görülüyor. Bu tecrübeler ekseriyetle eşsiz avatarlara, fizikî ögelere eşlik eden dijital varlıklara (veya dijital varlıklara eşlik eden fizikî ögelere) ve sadakat platformlarının oluşturulmasına odaklanıyor. 2023’te, markaların müşterileriyle bağlantılarını ve bağlılıklarını derinleştirmesiyle bu trendin de sürat kazanması bekleniyor.
Dolandırıcılıklar hibrit bir dünyaya adapte oluyor
Beşinci olarak ise dolandırıcılıklar hibrit bir dünyaya adapte oluyor. Dünya “hibrit” çalışma şeklini gittikçe benimserken, dolandırıcılar da yeni taktikler geliştirerek tüketicileri aldatmanın yeni yollarını buluyor.
Ortaya çıkan tahminen de en yeni tehditlerden biri, sentetik kimlik olarak da tabir edilen, sahtecilerin farklı kimlik bileşenlerinden oluşturdukları yeni kişilikler. Bu bağlamda güvenlik tedbirlerini önceliklendirecek kaynak ve bilgiye sahip olmayan küçük işletmelerin maksat olmayı sürdürmesi öngörülüyor.
Bu gelişmeler, inanç ve güvenliğin kritik kıymet taşımaya devam edeceği manasına geliyor. EMV 3-D Secure üzere yeni jenerasyon kimlik doğrulama sistemleri, e-ticareti dünya genelinde ve gerçek vakitli olarak inançlı hale getirmeye yardımcı oluyor.
Sanal kartlar üzere dijital ödeme tahlilleri, uçak bileti satın almaktan yemekte hesabı bölüşmeye kadar her şeyi daha kolay ve inançlı hale getirmeye devam ediyor. İşletmelerin ise dolandırıcılığı tedbire gayeli güvenlik tahlilleri ve sigorta poliçelerine daha fazla değer vermesi bekleniyor.
